Çoban sürülerini otlatmakta, eşeğinide bağlamış, öğlenin sıcağında, içtiği ayranın tesiri ile olsa gerek, birazda yorgunluk çökmüş ağacın gövdesine yaslanmış, ayaklarını da uzatmış ki, bir yandan sürülerine bakmakta, biryandan hayal kurmakta .

Onu alacak, bunu satacak, harmanda bu olur, kurbanda bu olur derken, üzerine bir yorgunluk çökmüş, ağzı açık bir şekilde uyuya kalmış. O esnada ağacın dalından, bizim ağzı açık uyuyan çobanın ağzına yılan girmiş.

Olacak ya, kul daralmadan Hızır yetişmezmiş. oradan geçmekte olan süvari durumu görmüş, hemen atından inmiş ,çobanın yanına kırbacı ile gitmiş velakin çobanın ağzından yılan girmiş bir kere .

Süvari atının kırbacı ile başlamış çobana vurmaya, çoban şaşkınlık ve korku ile uyanmış velakin süvari halen çobana vurmakta ,çobana çabuk şu kovadaki suyu iç demiş, çoban şaşkınlık içinde suyu içmekte ,süvari ise halen çobana kırbacı ile vurmakta .

Süvari arkada, çoban önde koşmakta, çoban yorgun bir halde çökmüş yere, yahu manyak mısın ne istiyorsun ,ne vurup duruyorsun dese de süvari bir taraftan vurmakta, bir taraftan şu kovadaki elmaları da ye ,suyu da iç derken bizim çoban içtiği suların ,yediği çürük elmaların tesiri ile kusmaya başlamış. Kustuğu vakit ağzından giren yılanda kusması ile birlikte çıkmış.

Adam kusması ile, yılanın ağzından çıktığını gören süvari, elhamdülillah kurtuldun demiş.

Çoban yorgun, şaşkın ve ürkek bir halde, hemşerim deli misin, hulu musun sen kimsin, onca kırbacı vurdun ,deli gibi suyu içirdin ,olmadı bu çürük elmaları bana yedirdin dediği vakit ,süvari durumu anlatmaya başlamış;

Ağacın dibinde ağzı açık uyuyordun ,ağaçtan bir yılan süzüldü ve ağzından içeri girdi, seni kırbaçladım koşsun diye ,su içirdim ,çürük, ham elmaları yedirdim miden bulansın diye, ben bunları yapmasaydım yılan seni zehirleyip öldürecekti dediği vakit ,çoban süvariye dedi ki ;

Yahu bunca eziyete ne gerek vardı, uyandırsaydın, deseydin olmaz mıydı dediği vakit, süvari dedi ki, ben sana ağzından yılan girdi desem inanmazdın, hadi be oradan dersin dedi.

Şimdi bunca hayalin içerisinde ,telaşın ve dünya sarhoşluğunun  içerisinde, nefis ve şeytan yılanı ağzı açık uyuyan çoban misali, her yerimizden nefis ve şeytan yılanı girmekte ve bizi öylesi zehirlemekte.

Canım sana mı kaldı nefis ve şeytan yılanından bizi kurtarmak demeyelim ,unutmamak gerekir ki, iyiliği söylemek, kötülükten sakındırmak her müslümanın üzerine vazife. Şayet birbirimizi uyarmaz ,canım ne hali varsa görsün dersek, Salih Peygamberin zamanında  9 kişi yüzünden nasıl bir topluluk helak olmuşsa, bizlerde  bilerek veya bilmeyerek kendi sonumuzu hazırlamış oluruz vesselam.

Dünyaya yaslandık,öylesi bir daldık ki dünyanın rengine,öylesi kandık ki ağzımız açık gaflet uykusuna daldık, nefis ve şeytan bir oldu aklımıza girdi,vicdanı köreltti ,bizi uyandıracak, nefis ve şeytanın tuzaklarından kurtaracak iman süvarisine ihtiyacımız var ,gaflet uykusundan uyanmaz isek, durum hem dünyada,hemde ukbada vahim.