Ah be güzel gardaşım her şey göründüğü gibi oluverse ne güzel olurdu, ne gam olurdu, ne keder olurdu, ne kin olurdu, nede düşmanlık olurdu. Eh ele geleni yedik, dile geleni dedik, kimden geldi, nereden geldi demedik, durum böyle olunca, yazın oynadık, güzün zıpladık, derenin suyu nereden demedik, geleni bedava sandık hep birlikte yedik.

Varlıkta kıymet bilmezsen, o vakit yoklukta mecburen tasarruf edersin, Canın kıymetini bilmezsen ihtiyarlıkta ah çekersin.Dostunu varlıkta unutursan, dar gününde bulamazsın makamda sarhoş olursan, makam gittiğinde yalnız kalırsın, söze kulak vermez, diyene aldırış etmezsen yaya kalırsın ,yalnız kalırsın .

Sonra başlarsın ahı figan ile eşek gitti eşek gitti demeye !

Hazreti Mevlana Celalettin -i Rumi Hazretleri ne güzel anlatmış, Allah şefaat ve himmetlerinden nasiplenmeyi, nazarlarına ulaşmayı bizlere nasip eylesin.

Bir dervişanın yolu bir tekkeye düşer, tekkede ki dervişan sofi her ne ise sıkıntılı ve öylesine fakir ve fakru zaruret içindedirler ki, gelen misafirin eşeğini satıp, eşeğin parası ile ekmek, yiyecek ve aydınlanmak için mum almaya karar kıldılar.

Görevliyi tehdit edip gelen misafirin merkebini sattılar Merkebin parası ile yiyecekler içecekler geldi , mum aldılar tekkeye aydınlık geldi .Bu sevinç içerisinde dervişan başladı eşek gitti eşek gitti diyerek raks etmeye.

Bizim misafir dervişte yiyintiden , içeceklerden kana kana yedi içti ,oda aynı şekilde merkebi satanlarla birlikte eşek gitti eşek gitti demeye başladı ve bu sevinç ve coşku ile eşek gitti eşek gitti diyerek coşkulu bir halde geceyi tamam ettiler .

Sabah oldu, bizim derviş görevlinin yanına yola çıkmak için eşeği almaya gitti. Fakat   gel gör ki ortada eşek yok, dedi bizim eşek nerede ?

Görevli cevap verdi eşek gitti, eşek gitti

Adam sinirlendi, yahu nereye gitti, ne oldu bizim eşeğe, sana teslim ettim niye sahip çıkmadın, kadıya giderim, mahkemeye giderim dedi ve çabuk doğruyu söyle bizim eşek nerede?

Görevli cevap verdi , bire adam dün senin eşeği beni tehdit ederek sattılar ,senin eşeğin parası ile ,yiyecek içecek ve aydınlanmak için mum aldılar .Ben tam sana söyleyecektim ki baktım sende diğerleri gibi eşek gitti ,eşek gitti diye tempo tutup ,raks edip coşkulandığını görünce ,dedim ki ;

Bu derviş kamil, akıllı adamdır, eşeğin gittiğini satıldığını anlamış olmalı ki ,eşek gitti ,eşek gitti diyerek tempoya katılmakta ve coşmaktadır ,senin anlayacağın, yediğinde ,içtiğinde aydınlandığın ışıkta senin eşeğin parasıyladır .

Senin anlayacağın Beyim  eşek gitti, eşek gitti …!

Beden kafesinden can kuşu uçmadan,aklını başına al , nefis denen eşeğin yılarını şeytana teslim etme, zira şeytan hem eşeğini satar,hemde seni satar,iman elbiseni soyar ,parçalarda,imasız bir halüzere ,sermayeseni kaybeden,eşeğini soran adam gibi meydanda kalırsın .

Nefis denen eşeği kurda kuşa teslim etme, iman elbisenin kıymetini bil,aklını şeytanın aklı ile ortak etme,uyanıklığı,kandırmayı  marifet sayma.Sonra gerçekmanada uyanınca eyvah dersin iş işten geçmiş olur.

Uyanık olan kişi,hesaba çekileceğini bilen kişidir,aldatanda,aldananda bizden değildir !